Sadece Güreş
HV
18 EYLÜL Çarşamba 07:32
Advert Advert

Gel dedik İdris Ağam gel!

Gel dedik İdris Ağam gel!

YAĞLI GÜREŞ
Giriş Tarihi : 25-08-2024 14:19
Gel dedik İdris Ağam gel!

Gel dedik İdris Ağam gel!

Uzun bir aradan sonra duyarsız kalamadı; eli gönlü bol İdris Ağam. Tarihi Akyazı Akbalık Er Meydanına geldi, hem de ne geldi. Aslında çok sade, sessiz ve derinden gelmek istedi belli. Kimseler görmesin, bilmesin. Herkes gibi sade geleyim, kimse beni farketmesin. Öyle sessiz derinden geleyim, çok özlediğim er meydanının kokusunu alayım. Davul zurna sesi ile açılsın kulaklarım. Cazgırların manileri salavatları ile koçyiğitlerin er meydanına salınıp cenk etmelerini seyredeyim ve yine sessiz sedasız çekip gideyim der gibiydi...

Sanki kırılmış İdris Ağam. Kırılmış ama yine de küsmemiş dualı çayıra. Her şeye rağmen biz çağrımızı yaptık. "Neredesin İdris Ağam?" Yeter artık, çık gel çağrımıza duyarsız kalmadı. Sesiz sedasız gelecekti. "Kimseye bir şey demeyin. Ben öyle sesiz sedasız gelip oturacağım herkes gibi" dedi. Dedi, demesine de gelen sıradan biri değil ki. Neredeyse 10 yıldır adeta kontak kapatmış, kapılarına kilit vurmuş, Ata sporuna küsmüş, her yanı diken ot sarmış bir meydanı Tarihi Akyazı Akbalık Er Meydanının tekrardan eski günlerine döndürülmesine vesile olan 3 yıl üst üste Akbalık Er Meydanı'nda şanına yakışır bir şekilde güreşler yapılması için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan döneminde Tarihi Edirne Kırkpınar'ın neredeyse tüm Başpehlivanlarını Akyazı Akbalık Er Meydanına getiren Minikten Başa kadar tüm pehlivanların gönlünü alacak yolluk veren, dereceye giren tüm pehlivanlara ayrım yapmadan Minikten Başa kadar onları altınla ödüllendiren er meydanı dışında Halil İbrahim Sofraları kurdurup, adeta en lüks restoranta yemeğe gelinmiş gibi, cefakâr aziz güreş seyircimizi garsonlar eşliğinde karşılayıp yedirip içiren bir yiğit, bir efsane ağa ne kadar sesiz gelebilir ki.

Bir uğultu başladı dikkat kesildik bizde. Herkesin dilinden aynı söz çıkıyor. O geliyor, İdris Ağa geliyor. Sen bu er meydanlarına sessiz sedasız gelebilir misin ağam? Senin bu camiada gönlüne dokunmadığın kim kalmış ki. Kimlerin gönlünde yer etmedin ki. Döneminde Minikten Başa kadar hangi bir yiğide destek olmadın ki. Sadece, Tarihi Akyazı Akbalık Er Meydanı'nda değil, davet edildiğin tüm er meydanlarına elinde altın kesesiyle geldin. Tüm yiğitlerin kalbinde taht kurdun. Sen onlara lâik bir babayiğit, bir ağa, bir ağabey oldun da; bilemiyorum o yiğitler sana ne kadar vefakâr olabildiler.

Canlı yayın anlatım kabinimize aldık İdris Ağamızı. Biz sorduk o bir iki cümle ile adeta destan yazdı. Sessiz ve derin bakışları ile tüm olup bitenleri kırgınlıklarını anlattı adeta. Yine kendisine has üslubuyla kırılsa da, kırmadan kızmadan kesmeden  öyle dedi işte bu camia. Biz seni anladık İdris Ağam. Lâkin, sen bu er meydanlarına lazımsın. Kendileri küçük, yürekleri Uhut Dağı kadar büyük olan minik pehlivanların senin gibi eli gönlü bol ağalığı unvan için göz kamaştırmak için desinler diye değil, er meydanlarının 1000 yıllık tarihimizin gelenek görenek lerimizin ve er meydanında güreş tutan koçyiğitlerimizin bir 1000 yıl daha bu geleneği ileriye taşıyabilmeleri için bu camianın ağalara, İdris Caymaz'lara ihtiyacı var. Dön ağam er meydanlarına, koçyiğitlerin arasına dön. Dön ki; bu er meydanları yine hak ettiği değeri görsün.

Saygılarımla...

Yalçın Kaynak / Sadece Güreş Programı Yorumcusu

AdminAdmin

YORUMLAR