Otuz beş yıl Ata sporumuz yağlı güreş ile geçen çeyrek asır...
Kavakçı kardeşler dendimi güreş camiasına uzak yakın, ilgisi olan herkes bu iki yiğidi efendiliği, dürüstlüğü, mütevaziliği, maneviyatları ile tanır. Pehlivanlığa gelince mevzu Ahmet Kavakçı'nın yaş haddinden aktif güreş hayatına son vermek zorunda kalması, tüm güreş severleri üzdüğü gibi bizleri de çok üzmüştür.
Güreş camiasında Ahmet Kavakçı, bilgi, birikim ve tecrübesi ile en iddialı, en favori pehlivanların dahi zorlu, tehlikeli rakibi idi. Çünkü, Ahmet Pehlivan yağlı güreşin içinde bulunan birçok oyunu tatbik edebilen, Başpehlivanlığa çıktığı ilk yıllarda birçok favori pehlivanın seyircinin de takdirini toplayan, alkış yağmuruna tutturan, birçok estetik yenişler yaparak taraflı tarafsız herkesin hafızasında yer almış, yağlı güreş seyircimizin gönlünde taht kurmuştur.
Rakiplerini yense de, yenilse de er meydanlarında; yendiği ustalarının elini tutar kaldırır ve tuttuğu o eli bırakmaz öper. Eğer çıraklarından birini yendi ise, yine yerden kaldırır, sarılır ve er meydanından başını eğerek mütevazi bir şekilde çıkar. Velevki yenildi, yine mütevaziliğini bozmaz, rakibine sarılır, hakemden önce kendisini yenen yiğidin elini ilk o kaldırır.
Demem o ki; Ahmet Pehlivan bir pehlivanda olması gereken her türlü özelliği taşımakta. Bilgi, birikim, tecrübe, maneviyat, hitabet gücü, duruş, karakter, hepsi mevcut. Eminim ki; bizim Ahmet Pehlivan üzerindeki izlenimlerimizin çok daha fazlasını Federasyon Başkanımız ve ekibi görüyor, biliyordur.
Böyle bir yiğidi elbetteki; kimse göz ardı etmez. Tecrübe, bilgi, birikim, hitabetinden faydalanmak için yönetim kadrosuna alır. Evet alırsa kim kazanır? Yağlı güreş camiası işinin ehli, hakkaniyet öncelikli, bir yiğidi kazanmış olur...
Dilerim; Ahmet Pehlivan kaybedilmez, kazanılır.