Er meydanı mı? Şer meydanı mı? Dün Alt boy pehlivanları için çok kalabalıklar, er meydanında kirli görüntü oluyor diyenler, omuzuna çantasını alan geliyor diyenler, pehlivanları bölgelere hapsedenler, Avrupa'lının dışarıdan bize empoze ettiği Ata sporumuzun Peygamber sporumuzun dokusunu bozan örf, adet, geleneklerimize uymayan iyi olacak daha güzel olacak diye kural haline getirilen, yağlı güreşimizin alt yapısına yara açan, önüne bir perde duvar gibi örülen yeni kurallar ardında birçok şeylerin de değişeceğinin habercisi gibi bazı lüzumsuz sebepleri bahane göstererek yağlı güreşin usulüne, geleneğine, geçmişine, geleceğine uymayan kurallar getirdiler.
Puan usulü dediler, lig usulü dediler, yiğitleri dar bölgelere hapsettiler, her meydanda güreş yapmasının önüne geçtiler. Kimseden ses çıkmadı. Yeni tabiri ile söyleyelim;
çünkü şu an gidişat bu. Yağlı güreşimiz futbol ve salon sporları karışımı kurallar ile harmanlanıyor ve bu harmanlama öyle güzel reklâm ediliyor, servis ediliyor ki; onların tabiri yakıştırması yapıştırması ile yazıyorum sizler anlayın. Yağlı güreşin üst ligi profesyönel ligde yani süper ligde maç yapan yok. Yok olmuyor biz yine adı değişmeden özümüze dönelim. Neme lazım; yarın isimler kategoriler değişir, boy ayırımı değil lig ayırımı olur, biz sebep olmayalım. Değişen onca şeye yağlı güreşin zirvesi Başpehlivanlarımızın bir çoğu sessiz kaldı.
Tabi bu durum Koceli Gebze Hünkâr Çayırında ucu bize yani Başpehlivanlarımıza dokununca hop ne oluyor dendi ve yerinde zamanında dik duruldu, tepki konuldu. Er meydanına isim unvan söylenmeden salınmaya çalışan Başpehlivanlarımız değişim kendilerine kadar sıçrayınca olaya el attılar. Hatta ne eli o heybetli vücutları ile bir olup gövdelerini ortaya koydular. Birilerine "R" yani geri vites yaptırdılar. Yani neymiş istenince tepki verince oluyormuş. Birileri haddini, sınırlarını, yetkilerini, etkilerini nereye kadar olduğunu hatırlıyormuş. Bakın koçyiğitler Başpehlivanlarımız; Ata sporumuz yağlı güreş sadece sizlerle kaim değil. Sizler yağlı güreşte gelinebilecek en son seviyedesiniz zirvedesiniz. Bu zirvede duruşun da bir süresi var ve vakti geldiğinde o zirveden yavaş yavaş aşağıya doğru yol alacaksınız ve zirvenin yeni emanetçi sahipleri ardınızdan gelecek. Gelecek gelmesine de, sizler arada bir ardınıza bulunduğunuz zirveden geldiğiniz yere aşağıya bakmaz, oradaki zorlukları sıkıntıları görmez, yerinde zamanında Hünkar Çayırında olduğu gibi tepki vermezseniz, bir süre sonra belki de sizlerden sonra Ata sporu Peygamber sporu diye bir şey kalmayacak. Belki de adı bile değişip; Güreş Amatör Lig, Güreş Üçüncü Lig, Güreş İkinci Lig, Güreş Birinci Lig, Güreş Süper Lig diyerek bölünecek parçalanacak, bu değişim sadece isim odaklı kural odaklı olup bir futbol gibi işin maddi boyutunda bir futbolcunun kazandığını kazanamayacaksınız. Ekonomik anlamda onlar ile eşit şartlara gelemeyecek, futbol kadar değer destek görmeyecek ve yağlı güreşimiz zamanla ilkel bulunup sadece yapmış olmak için yapılacak. Er meydanı zamanla gösteri meydanına dönecek. Yani demem o ki; "Geliyor gelmekte olan."
Dün alt boylara el atan, değişime uğratanlar bugün ufak ufak Hünkar Çayırında sizlere de dokunmaya başladı. Bunu bir plan bir kural dahilinde yapmayı düşünmedikleri için sizler yerinde müdahale edip tepki gösterip onlara geri vites yaptırdınız. Demek ki; sizler isteyince işler değişiyor, planlar alt üst oluyor. O halde durumu geniş kapsamlı ele alın ki; sizden sonrakilere emenet durduğunuz zirveyi sizden öncekilerden aldığınız gibi değişime dönüşüme uğramadan ya da uğrayacaksa bile bu değişim birilerine değil, pehlivanlara yarar sağlayacak şekilde olsun. Elinizdeki emaneti ardınızdakilere en iyi, en kaliteli bir şekilde teslim edin. Değişen dönüşen durumlar olacaksa ben yaptım oldu diyenlerin değil, işinin ehli duayenlerin ömrünü yağlı güreşe adamış güreşle yatıp güreşle kalkmış sizler gibi duayenlerin ustaların dediği istediği gibi olsun. Yapılacak her değişim birilerinin kendilerini tatmin etmesi için değil, yağlı güreşin yararına faydasına olsun yarın geç olmadan bugün. Yağlı güreşin değişen değişebilecek kurallarının tartışıldığı planlandığı her toplantıda sizler de olun. Sadece kendinizi değil, sizden sonra gelecek yiğitleri de düşünün. Sizler hangi yollardan nasıl geldiğinizi unutmayın, pehlivanlara sınır kota koydurtmayın. Çünkü sizler en zor şartlarda imkansız gözüken yerlerden zirveye ulaştınız. Sizlerden sonra belki de birilerinin hesaba katmadığı ne yiğitler o zor yerlerden bölgelerden gelip yağlı güreşin zirvesi Tarihi Edirne Kırkpınar'da kendisine yeni bir kapı aralayacak, hayatı değişecek er meydanlarına yeni soluk nefes heyecan getirecek. Yiğide sınır konmaz, engel konmaz. Adı üstünde "er meydanı erler meydanı" eskiden olduğu gibi gücüne kuvvetine güvenen çantasını değil, zembilini omuzuna alıp ben geldim ben varım diyebilmeli. Bir meydanda değil, her meydanda güreşebilmeli.
Saygılarımla...