Sadece Güreş
HV
28 NİSAN Pazar 14:51
Advert Advert

PEHLİVAN'IN SİLAHI KİSPET DEĞİL MİDİR?

Cemil Tekin
Cemil Tekin
Giriş Tarihi : 16-09-2023 11:10

Pehlivanın silahı kispet değil midir? Evet, bugünkü yazımızın başlığı bu...

Bir söz vardır; "Kispet, pehlivanın silahıdır" diye. Mademki, kispet pehlivanın silahıdır da, neden her pehlivanın kispeti yok. Neden her pehlivan kispetsiz, hatta pırpıtsız er meydanına çıkıyor. Tabiri caizse, savaşa silahsız gidiyor. Yani rakip silahıyla rahat rahat savaşırken, silahı olmayan pehlivan sopayla silaha karşılık vermeye çalışıyor. Neden şartlar eşit değil. Bazı istisnai durumlarda da kısmen sahada kispet ve pırpıt yerine bizim geleceğimiz dediğimiz çocuklarımızı kot pantolonla güreşirken görüyoruz. Bu durum var ya bu durum benim içimi çok acıtıyor, hem de çok...

Değerli güreş severler; Şimdi gelelim esas konuya. Bu arada unutmadan söyleyeyim. Sakın ola ki verdiğim silah, savaş benzetmesi farklı yerlere çekilmesin. Anlatmak istediğim konunun gayet açık ve şeffaf olduğunu düşünüyorum. Asıl konuya gelecek olursak. Balıkesir Kurtdereli Mehmet Pehlivan Yağlı Güreşleri'nde, bir güreş sever iş insanımız bir cazgırımız aracılığıyla bizlere ulaştı. Bu abimiz elinde bir adet kispet olduğunu ve bunu gerçekten esas ihtiyaç sahibi bir pehlivanımıza vermek istediğini söyledi. Bizde emaneti aldık, oradaki canlı güreş yayınında ve sonraki hafta programda o kispeti vereceğimizi duyurduk. Sonrasında ise, daha çok kişiye ulaşmak adına, doğru ihtiyaç sahibini bulmak adına Sadece Güreş'in bütün sosyal medya hesapları üzerinden paylaşımlar da bulunduk. Ve aradan daha 24 saat geçmeden inanılmaz telefonlar, mesajlar, yorumlar aldık. Sadece Güreş Sayfalarının bütün sosyal medya adreslerinin mesaj kutularına yetişemez olduk. Yani bu gösteriyor ki; maalesef kulübü olanda, kulübü olmayan da, birçok pehlivanımızın kispeti yok. Birçok pehlivanımız daha kispetten pırpıta geçememiş. Birçok pehlivanımız minderde de güreşip, derece yapmasına rağmen daha hiç kispeti olmamış, kispetle tanışmamış. Hatta ve hatta o hatırlamak bile istemediğimiz fakat ders çıkarmamız gereken Kahramanmaraş depreminde hayatını kaybeden pehlivanlarımız var ya, işte o enkazdan yaralı olarak çıkartılan pehlivanlarımızdan bile kispeti olmayıp bize müracaat eden pehlivanlarımız ve aileleri var. Üstelik bu çocuklar ay yıldızlı mayo ile ülkemizi temsil eden çocuklar. Anneler, aileler Cemil abi çocuklarımızın yaşadığı, enkazdan çıkarıldığı haberini biz sizlerden duyduk, siz bizlere dünyanın en mutlu haberini verdiniz diyorlar. Fakat biz o ailelere birer kispet veremiyorsak, hiç güreş adına bir şey konuşmayalım.

Buradan Türkiye Geleneksel Güreşler Federasyonu Başkanı Sayın İbrahim Türkiş Başkanıma sesleniyorum; Sayın Başkanım; Ben sizin adınıza affım olmayarak bu ailelere gereğini yapacağımı, konuyu başkanımıza ileteceğimi, başkanımızın da asla ve asla bu duruma kayıtsız kalmayacağını ailelere söyledim. Başkanım o aileleri dinlerken ve bu yazıyı şu an yazarken göz yaşlarıma inanın hakim olamıyorum. Biz o organizasyon nasıl olmuş, lig güreşi kaç tane olacak, Başpehlivanlarımız neyi protesto ediyor gibi konuları tartışmak yerine konunun ana temasına, bu işin tabanına bakalım bence. Çünkü, esas sorun tabanda. UNESCO Somut Olmayan Kültür Mirası'ndan bahsediyoruz ama pehlivanlarımızın kispeti yok. Ben biliyorum ki; Minder olsun yağlı olsun Sayın Federasyon Başkanlarımıza bu denli durumun ciddiyeti ulaşmamıştır. Yoksa her iki başkanımızın da ben adım gibi eminim, ne kispetsiz ne de eşofmansız hiçbir güreşçiyi gezdirmeyeceğini çok iyi biliyorum.

Kalın sağlıcakla...

YORUMLAR