Cömertliği para ile, makam, mevki, güç ile olduğunu zannedip, gücünü, kuvvetini, dirayetini, saygınlığını paradan alanların paralarını kaybettiklerinde kendilerinden geriye hiçbir şey kalmayacağını hiç düşünmez, düşünmek istemezler.
Bir de bu gücünü paradan, makamlarından alanların gölgesinde, dizlerinin diplerinde, ellerinin altında beslenen onlar olmazsa aç açıkta kalacaklarını düşünen, onları haşa ve kellâ rızık veren zanneden onları velinimet zanneden onlar olmazsa hayat son bulur zanneden asalaklar var.
Bizim ilgi alanımız güreş camiası olduğundan oradan misal vereyim. Siz nereye alırsanız alın. Çünkü bu durum her alanda hemen hemen aynı işliyor aynı yaşanıyor.
Gelelim mevzuya; cömertlik sadece para babası güreş ağalarının, makam sahibi başkanların, yöneticilerin, güreş organizatörlerinin yani gücünü makamından, parasından alanların değil, aynı zamanda fakirin, güçsüzün makamı mevkii olmayan, sade bir insanın da olabileceği bir vasıftır.
Hatta son saydığım gurubun cömertliği, gücünü makamından, parasından, variyetinden alanların cömertliğinden daha değerlidir.
Çünki onların cömertliğin de paranın, makamın gücü yoktur. Onlar tamamen kendi yaşantılarından, zamanlarından, emeklerinden cömertlik ederler. Üstelik onların cömertliğinin kul bazında geri dönüş beklentisi yoktur. Cömertliği misli ile geri alma yoktur.
Onların dünyasında cömertlik bir verip on almak, ya da egosunu tatmin etmek, insanları kendisine muhtaç etmek, el avuç açtırmak, paranın gücü ile kendilerine methiyeler düzdürmek yoktur. Sayıları azımsanmayacak kadar çoktur aslında. Birçok siyasi mitinglerde bile bulunmaz bu sayı da cömert insan. Sabahın sekizinde er meydanına gelir oturur. Akşamın sekiz, dokuzuna kadar ihtiyaç gidermeye bile gitmez neredeyse. Onlar Ata sporumuz yağlı güreşin en cömert, menfaatsiz, karşılıksız hizmetkârları aziz seyircimizdir.
Bir çoğu evinden, aşından, eşinden, işinden feragat eder. Tatile, gezmeye, yemeye, eğlenmeye gitmek varken tüm hazırlığını yağlı güreş sezonuna yapar. Kimseden bir şey beklemez. Kimseye de minnet etmez, karşılık beklemez. İnandıkları, sevdikleri koçyiğitlerimizi, pehlivanlarımızı destekleyebilmek için her şeyden feragat eder. En büyük cömertliği yaparlar. Emin olun ki; kalabalık seyircinin olmadığı hiçbir güreş organizasyonun da ne siyasileri, ne makam sahiplerini, ne de para babalarını göremezsin, gelmezler. İsterse Türkiye Cumhuriyetinin tüm Başpehlivanları aynı gün, aynı sahada güreş tutsun, bu cömert, cefakâr, vefakâr seyirci olmazsa. Ortada ne pehlivan kalır, ne ağa, ne paşa, ne de siyasi koltuk sahipleri. Eğer cömert birilerini arıyorsanız protokole değil, seyirci tribününe bakacaksınız.
Sözüm yaptığı işi Allah için, samimi hak ve hakkaniyet içinde yapan, elinden çok dili, kalbi bir gönlü zengin, makam, mevki, variyet sahiplerine asla değil. Benim sözüm yazdıklarımdan rahatsızlık duyabilecek herkese.
Saygılarımla...