Şimdi yazacak olduklarımı bazı kesim içeriğini okumadan tam manası ile bilmese de, konunun nereye varacağını tahmin eder diye düşünüyorum. Çok az bir kesim de ne alâka diyebilir. Ben doğa ya da hayvan bilimci filân değilim. Yanlız son zamanlarda insanların birbirlerine bukalemun benzetmesi dikkatimi çekti. Merak ettim, Google amcaya sordum. Bukalemun nedir, ne iş yapar. Aldığım cevap insanların bu yakıştırma da çok haklı olduğunu gösterdi.
Bakın kısaca bukalemun nedir. Bukalemun renk değiştirme yeteneği olan ve yaklaşık olarak 180 çeşidi bulunan bir sürüngendir. Bu sürüngenlerin bazıları kendi ten rengini değiştirir ve diğer hayvanlardan ayrı bir yerde tutulur. Ağaçların üstüne yapışan keskin pençeleri bulunan ve sağlam bir kıvama sahip hayvanlardır. Ayrıca aynı anda değişik yönlere bakabilirler ve çok iyi bir kamuflaj ustasıdırlar.
Renk değiştirme özellikleri genellikle sıcaklık, doğanın diğer şartları ve sosyal sinyalizasyon durumuna göre farklılık göstermektedir. Bu tür özellikler bukalemunların sürüngenler arasında kuvvetli birer avcı olmalarını sağlamıştır.
Bu kısa ve öz açıklamayı okuduğum an doğal olarak bende ilgi alanım olan, ilgi alanı diyorum çünkü bu alanda o kadar çok bilgililer var ki; ben haddimi bilip bilgi değil ilgi alanım diyorum. Nedir ilgi alanımız tabii ki; Ata sporumuz yağlı güreş.
Er meydanımıza baktığımda hep şu soru aklıma geliyordu. Kardeşim Ata sporumuza tehlike çanları çalıyor. Bir sürü sorun var, sorun çıkaranlar var. Ata sporumuza kendi menfaatleri doğrultusunda zarar verenler var. Camiayı bir birine düşman edenler var. Bunlarla yine menfaatleri çakışan destekçiler var. Ben bunlara kene diyordum, sırtlan diyordum, yanlış düşünüyormuşum. Bunlar kene, sırtlan, kan emici olabilseler eni sonu farkedilir ve sonları gelirdi. Uzun yıllar bunlar farkedilmeyip bir de yanlarına yenileri eklenebiliyorsa demek ki bunlar bukalemun taktiği ile iş yürütüp, her ortama renkte uyum sağlayıp, kamufle olup Ata sporumuzun gücünden, imkânlarından, iliğine, kemiğine kadar faydalanıyorlar. Kim bunlar yağlı güreşin neresindeler.
Dedik ya; bukalemun taktiği uyguluyorlar. Neresinde yoklar ki; en zirveden en alta kadar her yere sızmışlar. Dışarıda objektif ve tarafsız görünen basına bile sızmışlar. Misal de verebirim. Dün, çeşitli kelime oyunları ile profesyönel bakış açısı filân, çaktırmadan yine kamufle yeteneği ile bukalemun hesabı.
Dün; Recep'i, Şaban'ı, Ali'yi hedef alanlar bugün en büyük Ali'ci oldular. Yarın belki de Cengizhan'ı hedefe koyacaklar. Ya da İsmail'i, Orhan'ı, Mustafa'yı, Faruk'u, Hüseyin'i, Serhat'ı, Fatih'i belki Tanju'yu ya da Koç'u.
Uyanık olun pehlivanlar! Özellikle Başpehlivanlar. Yiğitler, koçyiğitler sizlerin verdiği destek de, olduğu köstek de önemli. Dikkat edin, iyi analiz edin. Gerekirse en iyi takipçi seyirciden yardım alın, bilgi alın. Kim yanınızda, kim karşınızda, kim menfaatçi, kim hizmetkâr. Yanınızda olanı da, karşınızda olanı da unutmayın, unutturmayın. Siz ayıklayın içinizdeki bukalemunları. İfşa edin, barındırmayın aranızda. Öyle bir tavır alın ki; herkes kendi rengi kendi ismi, cismi ile çıksın ortaya. Belli olsun; kim kimin yanında, kime, neye, kimlere hizmet ediyor. Temizlensin artık bukalemunlar Ata sporumuz yağlı güreşten.
Saygılarımla...