Atalarımızdan bize en kıymetli miras içi dolu, anlamlı, öğüt nasihat alınacak sözlerdir. Bu sözlerin içinde yaşanmışlık var, tecrübe var...
Şimdi bu Ata sözlerimizden de yola çıkarak son bir yıl içinde Ata sporumuz güreş de yaşananlara değineceğim. Bir Ata sözümüz ile başlayalım yazımıza. "Gelen gideni aratır." Musa kimi arattı. İsa, pardon Şeref kimi arattı.
Minder güreşinde birçok başarıya imza atan ekibi, sporcuları ile Ülkemize sayısız Avrupa, Dünya ve Olimpiyat Şampiyonlukları kazandıran, birçok yeni şampiyonlar kazandıran bu şampiyonların yetişmesi için Ülkemizin dört bir yanında çalışmalar yapan Musa Aydın Başkan gitti.
Yerine Avrupa, Dünya Şampiyonu, Olimpiyat üçüncüsü eski milli güreşçi Şeref Eroğlu geldi ve bana göre doğal olarak da kendi ekibini, kendi kadrosunu kurdu. Orada sıkıntı yok. Kendi ekibini, kendi kadronu kurabilirsin fakat kurduğun ekip, kadro bilgi, birikim, liyakat, tecrübe açısından tam donanımlı olmalı ki; gelen gideni aratmasın. Tam konunun üstüne bir söz daha sıkıştıralım. "Nasıl başlarsa, öyle gidermiş" sözü vuku bulmasın.
Sayın Şeref Başkan göreve geldiği ilk günden bu yana her platformda söylediği bir söz var. "Ata sporumuz güreşi, güreşi bilenler güreşi yapanlar yönetecekler." Yani pehlivanlar yönetecek. Peki Şeref Başkan ve ekibi göreve geldikten sonra ne değişti.
Bana göre birkaç şey haricinde hiç birşey değişmedi. Burada yine bir Ata sözümüzden yola çıkarak diyorum ki; "Aynı tas, aynı hamam." Neden?
Sayın Başkanım; siz geldikten sonra evet Dünya, Avrupa Şampiyonlarımız çıktı. Kadını, erkeği ile millilerimiz birçok karşılaşmada takım halinde şampiyonluklar aldı. İstiklal Marşımızı Dünya'ya ezberletti. Göğsümüzü kabarttılar.
Lâkin bu dereceleri alan sporcularımız, şampiyonlarımız zaten geçmişte de Dünya, Avrupa ve Olimpiyatlarda derece alan, şampiyon olan sporcularımız idi. Biz onların şampiyonluklarını ilk defa görmedik ki. Onlar Musa Başkan zamanında da, öncesinde de Ülkemize sayısız başarılar getirdiler. Son bir yıl içerisinde alınan başarıları yine bir Ata sözümüzle örneklendirerek yazayım. "Yiğidi öldür, hakkını yeme." Ben bu konuda haddim olmayarak şöyle diyorum. "Ne yiğidi öldürün, ne de hakkını yeyin." Son bir yılda alınan tüm başarılarda geçmişten gelen bir çalışma bir emek var. Dolayısıyla Musa Başkanın emekleri vardır ve bu başarıları hiç kimse yeni bir başarı olağan üstü bir çalışma olarak görmemeli. Yeni Başkan ve ekibinin başarılı olduğunu görebilmemiz için geçmişten gelen başarıların üstüne, yanına, yakınına yeni Avrupa, Dünya ve Olimpiyat Şampiyonları kazandırmalısınız. Mevcut şampiyonların da değerini, kıymetini bilip onları onure etmelisiniz.
Yani demem o ki; başarılı sayılabilmek için yenilikler yapmalısınız. Bu konuda daha yeniyiz diyebilirsiniz. O zaman geçmişten gelen bir oluşumun üzerinden kendinizi başarılı saymayın. Mevcutu koruyun, mevcudun üstüne yeni başarılar ekleyin. Mevcudu koruyun derken, bu arada minder güreşi harici diğer güreşleri Yağlı, Karakucak, Aba, Şalvar Güreşi gibi güreşin temeli, temel taşlarını da kaybettiğinizi unutmayın.
Kaybettik de ne oldu, daha iyi mi oldu diyebilirsiniz. Haklısınız, bence bu ayrılma da şimdilik hiçte iyi olmadı gibi görünüyor. Lâkin, onlar da sizler gibi yeni. Nasipse onları ve sizleri de yeni dönemde göreceğiz. Her iki yönetimde çok iddialı sözler etti, etmeye de devam ediyor. Yeni sezonda dilerim yanılan biz oluruz, haklı çıkan sizler olursunuz. Çünkü, her iki durumda da kazanan ya da kaybeden Ata sporumuz güreş olacak. Yeni dönemde eğer adamcılık, hemşehricilik, bencilik bir kenara bırakılıp, senin adamın, benim adamım, onun ekibi, bunun ekibi zihniyeti bırakılıp bir ve beraber olur dilinizin söylediğini kalbiniz tastikler ve sporcusu, antrenörü, yöneticisi, hizmetlisi, adam ayırımı yapmadan işin ehli liyakat sahibi hakka, hukuğa riayet eden gerçek gönül erleri ile çalışır başarıyı yakalarsınız. Ve böylelikle ne İsa'yı ararız, ne de Musa'yı kaybederiz. Kazanan güreş camiası olur. Kazanan Türk Güreşi olur.
Makamlar, mevkiler, şan, şöhret, para, pul hepsi gelip geçicidir. Kalıcı olan ise, güreş camiasıdır. İsimler gelir geçer. Dün Musa'ydı, bugün İsa ya da Şeref. Yarın belki de Rıza olur, Taha olur, belki de Recep olur. Kim olursa olsun, her biriniz bizim değerlerimizsiniz. Şu bir gerçek ki; yarın makamlar değişse de, sizler yine bu camianın içinde ömrünüz oldukça var olacaksınız. Fakat geçmişteki şampiyonluklarınızla değil, oturduğunuz makamdan dolayı yaptıklarınız ve yapamadıklarınız ile anılacaksınız.
Rabbim dilinizi, kalbinizi bir eylesin. Gönlünüzden geçeni hakkınızda, güreş camiası hakkında hayırlı eylesin.
Saygılarımla...