Dün; ben kimsenin adamı değilim, kimsenin maşası kuklası yalakası değilim, kimseye bağlı değilim o sebeple Dualı Çayıra objektif bakıyorum ve o çayıra yakışmayan kendisini ulaşılmaz yüksek dağın zirvesindeki kar zanneden elinde puro ile er meydanına dualı çayıra inen monşerler var. Onlar bilmiyorlar ki; gün gelir havalar ısınır, o ulaşılmaz zirvede ki karlar erir zirvelerden akar, su olur çamur olur ayaklar altına gelir diyen kişi ne değişti ki; bugün o eli purolu monşerler dediği kişilerin tabanlarını yalar olmuş, yalakası maymunu olmuş...
Bir insan omurgalı olmalı, tükürdüğünü yalamamalı. Üç kuruşa haysiyetini satmamalı. İçten pazarlıklı olup, sinsice dost görünüp, kendisine rakip gördüklerini alçakça planlarla arkadan vurmamalı.
Dün arkasından küfredip, hakaret edip, kin nefret kustuğu kişiler ile bugün çıkar uğruna, menfaat uğruna el ele, diz dize, kol kola sevdalı olmamalı...
Bu kişi kendisini ve söylediği sözleri çok iyi biliyor. Ben böyle bir söz sarfetmedim deme ihtimali bile yok. Yüreği varsa söylesin! O zaman bu sözleri yazılı olarak değil, sesli ve görsel olarak da paylaşırız.
Lafı çok fazla uzatmayacağım. Bak benden sana bir tavsiye tutarsız adam; "Dostlarınla öyle yaşa ki; gün olur da düşman olursan, hakkında söyleyecek söz bulamasınlar. Düşmanlarınla öyle yaşaki; yarın dost olduğunda yüzün kızarmasın."
Sen öyle bir kirli şeytani fikre ve zikre sahipsin ki; senin için kimin dost kimin düşman olacağı önemli değil, çıkarlarına uyan kim olursa olsun senin dostun olur. Çünkü senin insanlarla yolculuğun sadece senin gideceğin yere kadar. Gideceğin yere vardığında, satmayacağın kimse yoktur. Yanlız şunu unutma ki; şuan yol arkadaşlığı yaptığın kişi de, seninle aynı zihniyeti taşıyor. Bakalım bir birinizi nerede nasıl satacaksınız? Kim karlı, kim zararlı çıkacak. Bence bu yazıyı bir kenara not al. Vakti, zamanı geldiğinde; "kendim ettim, kendim buldum" şarkısını dinlerken bu yazıyı daha bir detaylı ve anlayarak okursun...
Saygılarımla...