Sadece Güreş
HV
27 NİSAN Cumartesi 13:55
Advert Advert

İrfan Şahin Usta

Yalçın Kaynak
Yalçın Kaynak
Giriş Tarihi : 07-09-2023 13:14

Pehlivan kispetsiz olmaz, İrfan Şahin usta olmazsa her ikisi de olmaz...

Bir usta tanıdık Çanakkale Biga'da, namı Ülke dışına taşmış Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) somut olmayan kültür mirası çalışmaları kapsamında 2010 yılında yaşayan insan hazinesi seçilmiş usta.

O gerçek bir usta, gerçek bir zanaatkâr. Zanaat kısmı hat safhada. Usta zanaatını öyle perçinlemiş ki; dönemin en ünlü pehlivanları onun diktiği kispetlerle er meydanlarına çıkmış, meydan okumuş rakiplerine. Zanaatını konuşturmuş usta, kârını hesap etmemiş hiçbir zaman. Mekanına gittik ustanın, 50-60 yıl önce ne ise şimdi de aynı koca ustanın mekânı. Kapıda karşıladı bizleri koca usta. Güler yüzlü, naif, gereği kadar kibar, hürmetkâr, gönlü bol, sohbeti hoş. Koca ustam buyur etti bizi. Kapıdan içeriye adım attık,  nutkumuz tutuldu, heyecan bastı bizleri. Terledik, panikledik, sanki içeride Cumhuriyet Döneminin ilk pehlivanları bizleri bekliyor, bizleri karşılıyordu. Rahmeti rahmana kavuşan Sezai Kanmaz namı diğer Kör Sezai, Cumhuriyet Tarihinin ilk gerçek altın kemer kuşanmış Başpehlivanı Mustafa Bük namı diğer Ordu'lu Mustafa bekliyordu sanki bizleri. Kara Ali Çelik, Nazmi Uzun, Mehmet Ali Yağcı, İrfan Atan, Adil Atan, İbrahim Karabacak, Sabri Acar, Mehmet Keçe Atak, Magirus, Saffet Kayalı, Recep Gürbüz, Recep Kılıç, Ahmet Taşçı vs. Daha ismini sayamadığım birçok usta, birçok yiğit say sayabilirsen...

Recep'leri, Ali'leri, Orhan'ları, İsmail'leri, Yeşil'leri, Cengizhan'ları, Mustafa'ları, Yusufcan'ları bile gördük. İsmini sayamadıklarımdan özür dilerim. Her birini gördük, resimleri var. Dıştan küçük, içeriden koca bir dünyaya, tarihe, geçmişe, geleceğe açılan bir uzun koridor sanki. Her yerde pehlivan resimleri, gazete küpürleri, küpürler ki; belki de arşivler de yoktur bir çoğu resimler. Ki; ne resmi çeken yaşıyordur hayatta, ne de resmi çekilen.

Anlat dedik ustaya; kimlere kispet diktin bu dükkanda. Kaç kispet diktin bu dükkanda. 50-60 yılda 15-16 bin kispet diktim dedi usta kısık bir ses tonuyla, mahçup bir şekilde. Dedik ya; o gerçek bir zanaatkâr diyemiyorum zanaatçı olmuş. Lakin, kâr kısmına uzak kalmış usta. Şimdilerde 15-16 bin kispet bir servet tutar belki de. 26 altı yaşında idim, dönemin en ünlü pehlivanlarından Sezai Kanmaz ustam benden bir kispet dikmemi istedi. Ustaları vefat etmiş, O dönemde kispet diken bir ben kalmıştım diyor. Sanki o anı yaşıyormuş gibi heyecanlanıyor, terliyor, yanakları kızarıyor ustanın. 50-55 yıl geriye gidiyor, bizleri de o yıllara götürüyor adeta. Diktim diyor Sezai ustaya...

Ordu'lu Mustafa ustam geldi bir gün dükkana diyor. Yine o anı yaşıyor, işaret ediyor kapıyı, gözleri dalıyor dışarıdan ışık yansıyan ahşap camlı kapıya. Bana öyle bir kispet dikeceksin ki; yere attığımda dimdik ayakta duracak, rakibim elini kasnağıma atıp iç kazığı dış kazığı vurduğunda kendimi sıkacağım o kol oradan asla çıkamayacak. Diktim diyor usta. Çok zor oldu, üç dört gün sadece bir bacağını dikmem sürdü. O zamanlar 46 kg. geliyordu kispetler, giyilmesi zor olduğu gibi dikilmesi de bir okadar zor idi diyor usta. Diktim Ordulu'nun kispetini. O yıl bu kispetle birinci oldu Kırkpınar'da. O günden bugüne Kara'lara, Yeşil'lere, Ali'lere, Osman'lara, Orhan'lara, kadar kispet diktim, artık kispet dikmiyorum diyor usta. Lakin 60 yıl önce bu dükkanı her sabah besmele ile nasıl açıyorsam, bugün de öyle yarın birine kispet dikecekmiş gibi açıyorum dükkanı diyor usta.

Biz çok sevdik koca ustayı. O mesleği ile, geçmişten gelen aile terbiyesi ile, usta çırak kültürü ile büyümüş yoğrulmuş ve hiç bozamamış elhamdulillah zaman koca ustayı. O hala sıcak kanlı, güler yüzlü, edepli, adaplı, saygılı, oturaklı, saygın. Bir pehlivan da, bir usta da, Ata sporuna Peygamber sporuna gönül vermiş bir gönül erinde olması gereken her özellik mevcut usta da. Koca ustaya sorduk bu kadar yiğide emeğin geçti; kispet dikip parasını aldığın, belki de kimi zaman almadığın olmuştur. Rahmeti rahmana kavuşan yiğitlerimizin mekânı cennet olsun. Yaşayanlar ziyaret ediyorlar mı seni. Gülümsedi usta, burası hiç boş kalmaz. Devlet erkanından, basından, yabancı basınına kadar herkes ziyaret eder. Gelenden de, gelemeyen den de rabbim razı olsun dedi edebinden, asaletinden. İsim vermedi usta gelemeyenler gelmeyenleri. Dikkat ettim, sanki bana öyle geldi ki; gelenleri sayarken sen anla gelemeyenleri dedi yine büyük bir ustalıkla.

Değerli güreş camiası, değerli ustalarım, hocalarım, başkanlarımız, ağalar, koçyiğit pehlivanlarım; Belki bana düşmez ama, ziyaret edin nadir kalan değerlerimizi. Yaşlanmış, er meydanlarından el ayak çekmiş fakat gözünü gönlünü ayıramamış ustalarımızı, eski pehlivanlarımızı ziyaret edin, gönüllerini hoş edin, hayır dualarını alın. Rahmete kavuşanları da kabirlerinde ziyaret edin, dua edin onlara. Arayın sorun onları, arayın unutmayın unutmayın ki; birgün sizler de unutulanlardan olmayın.

Saygılarımla...

YORUMLAR
DİĞER YAZILARI Örümcek Adam! Yaralı Aslan Cengizhan! Konya Beyşehir'den kükredi bir koçyiğit! O BİR SARI FIRTINA! Toroslara mı çıktın Ali? Baba ben pehlivan olacağım! Ne anlar Hikmet hoca güreşten! TÜRK GÜREŞİNE ŞEREF GELDİ, ŞEREF VERDİ MİNDERDE PEŞREV ÇEKEN TÜRK Ne yaptın sen Mustafa? Yakışır Karapürçek'e Türkiye'nin gözü, kulağı Sakarya'da. Sakarya'nın siyasileri, hamileri, abileri, nerede? Siz şu Atasözünü duydunuz mu hiç? Sakın kaybetmeyin Ahmet Kavakçı'yı Denizli; sahip çık yiğidine, sahip çık Raşit'ine KİM KAZANDI? KİM KAYBETTİ? Sözüm güreş camiasına Minder mayosuz olmaz da, er meydanı kispetsiz olur mu? Mehmet Keçe Atak Usta Necati Başar Aday Adayı Yanlış Yer, Yanlış Zaman Başpehlivanlar Şapkalı amca sen haklısın, İsmail Pehlivan sen de haklısın Kim bu er meydanındaki güzel? Pehlivana sen gel, sen gelme denilirmiş! Ne umduk ne bulduk Ters köşe yaptın sen beni başkan! Şampiyon burada Hendek'li nerede? Orada bir usta var çok uzakta Dualı Çayırdaki purolu monşerler kim? Cemil'e imkânsız de! İki Şehir Arasında Araftayım Pehlivan! Geliyor gelmekte olan SEN GEL, SEN GELME PEHLİVAN Kim ustadır, kim değil Derler, derler her şey derler Neredesin Fethi Baba? Sözüm kim'e? Sizce kim haklı? KEMER KİMİN? KİM BU DEMİR ADAM KARA YILAN OSMAN AYNUR GÖLCÜK'LÜ YILDIRAY PEHLİVAN Gölcük'lü Nedim Pehlivan Altı yapısı olmayanın, üst yapısı sağlam da değildir Yeşil Pehlivan O bir koca yörük Yine Samsun ve yine bir yiğit KOCA USTA GAZANFER KAHVECİ Faruk Akkoyun Pehlivan Onlar Ailecek Pehlivan: Anne, Baba, Oğul Pehlivan Yağlı güreş ve usta Bir ol da gel Er Meydanlarından Deprem Meydanlarına Dev Adam Ertuğrul Pehlivan Yatağı Samsun (Fatih Atlı) Çay Ocağından Er Meydanlarına Bizde Yiğitler Bitmez: "Sarı Dev, Karamürsel'li Boşnak Hüseyin" Yağlı Güreş ve Askerlik Bir yiğitten daha ne beklenir ki... Dün Mustafa Bük'tü, Bugün Recep Kara! O KENDİNİ BİLİYOR Feda-Kâr Vefa-Kâr KİM BU KILICI TUTAN EL? Er Meydanlarımızı Pehlivansız Bırakma Başkanım Olmadı Yiğitler, Olmadı Başpehlivanlar DELİ HİKMET Kispet olursa, kısmet de olur! İsa'yı ararken, Musa'dan mı olduk! Yirmisinde Genç Aslan, Kırkbeşinde Yorgun Aslan! KAYBETTİK! Birçok suçlu var, bir de suçsuz var, kim suçlu, kim suçsuz! DERDİMİZ BAĞCIYI DÖVMEK DEĞİL YAĞLI GÜREŞ VE BUKALEMUN CÖMERTLİK SADECE PARA İLE Mİ? GÜÇ İLE Mİ? MAKAM İLE Mİ? OLUR Kitabın ortasından konuşmaya devam edeceğiz Yoruldun be Ali! Feda "Kâr" Başpehlivanlık mı? Boşpehlivanlık mı? Vakti geldiğinde konuşacağız