Ne kimseye kendini anlatacak, ne de kimseyi anlayacak takatin var. Bir çocuk kadar beklentili, bir ihtiyar kadar suskunsun bu aralar.
Ne istiyorlar senden? Kime, kimlere var zararın. Hangi kovana çomak soktun ki; yaban arıları gibi sardılar her bir yanını ısırıyorlar senin. Boyun bükmemen, kimseye müdane etmemen, yağcılık yalakalık yapmaman mı? Rahatsız etti birilerini. Belki de dik duruşun, dik yürüyüşün, gücün kuvvetin, boyun posun, heybetin pehlivan oğlu pehlivan oluşun mu rahatsız etti birilerini.
Gücünden, kuvvetinden pehlivanlığından, yiğitliğinden nemalanamayışları mı rahatsız etti birilerini. Hiç vazgeçmeyişin, yine yeniden küllerinden doğuşun mu? Rahatsız etti birilerini. Panlarını, ayarlarını, hesaplarını yağlı güreşin üstündeki imparatorluklarını sarsışın mı? Rahatsız etti birilerini. Nasıl bir plan yaptılar, nasıl bir oyun sergiliyorlar ki; aslanı evinde kediye boğdurmaya çalışıyorlar. Nasıl başardılar Ali! En yakın takım arkadaşlarını bile sana düşman ettiler, rakip ettiler.
Yılma Ali! Vazgeçme. Sen güçlüsün, sen yiğitsin. Çünkü sen pehlivan oğlu pehlivansın. Yiğidin kolay zaferi olmaz. Kolay yoldan kahraman olmaz. Sen zor olanı seçtin. Sen her babayiğidin cesaret edemediği yolu, yanlız yürümeyi seçtin. Kimseye yaslanmadan, kimseden güç almadan yürümeyi seçtin. Sen yürü Ali. Ardında bir sürü sevenin var senin. Sen doğru bildiğin yolda hiç yılmadan, yıkılmadan yürü. Varsın yenildiğini zannetsinler. Bilmesinler içi boş insanlar ile geçirecek vaktinin olmadığını. Onlar bilmez senin derdinin, hedefinin sadece kazanıp yada kaybetmek olduğunu. Sen aslansın Ali. Aslan aslanlarla yol alıp et yemek varken, sırtlanlarla yürüyüp leş yemez zaten. Senin çıkarsız, menfaatsiz yol yürüyüşün onların terazisini bozar. Her daim seni seven, sana gönül veren binlerce güreşsever senin sadece elinden geleni değil, yüreğinden geleni yaptığını biliyor. Kanının, terinin son damlasına kadar savaştığını biliyor.
Seyirci çok iyi biliyor ki; el zaman zaman yanılır da, yürek asla yanılmaz. Evet Ali; Süleyman Kırman'ın da dediği gibi, "Bu Şehrin Sana Bir Kemer Borcu Var." Senin de ailene, dedene, babana seni çıkarsız menfaatsiz seven aziz seyircine bir kemer sözün var. Niyet hayır akibet hayır. Daha iki ebedi kemer kuşanabilecek yaşta, güçte, kuvvet de, kudrettesin. Haydi Ali! Yine, yeniden başla çalışmalara. Dört altın kemer ile, hatta bana kalsa beş altın kemer ile adını zaten yazdırdın Tarihi Edirne Kırkpınar'a. Şimdi efsane olma vakti. Kimsenin başaramadığını başarma vakti. Herkesin artık Ali için kemer bitti dendiği anda Ali'nin kemer alma vakti. "Ali Bitti Demeden Hiçbir Şey Bitmezmiş" dedirtme vakti.
Saygılarımla...